Turizmde Doxey’in Tolerasyon Modeli ve Aşırı Turizm (Irridex Model)
Turizmin etkilerini ve yerel halkın turizme karşı tutumlarını ele alan önemli çalışmalardan biri Doxey’in (1975) tolerasyon modelidir. Doxey’in (1975) tolerasyon modeli, yerli halkın turizme ve turiste karşı tutumlarının dört değişik aşamadan (Coşku, İlgisizlik, Rahatsızlık ve Düşmanlık Aşamaları) geçerek neden ve nasıl değiştiğini açıklamaktadır.
Coşku Aşaması (Euphoria)
İlk aşama turistlerin bölgeye ilk defa gelmesinden kaynaklanan ve ekonomik kazancın müjdeleriyle süslenmiş coşku (euphoria) aşamasıdır. Bu aşamada yerel halk, bölgeye yatırım yapılmasından ve yeni istihdam sahaları oluşturulmasından dolayı hoşnutluk içerisindedir. Turizm oldukça sıcak karşılanmakta ve yerel halk turizmden kendi payına düşeni artırabilmek için geleneksel olarak uğraşmakta oldukları faaliyetlerden uzaklaşmak hevesi içerisindedirler. Yerel halk kendi imkânları ile küçük çaplı yatırımlar yaparak turistlerin ihtiyaçlarını karşılamakta ve bundan para kazanmaktadır. Yerel halkın turistlere yaklaşımı samimi ve içtedir. Yerel halk turistlerden ne kadar para kazansa da turistleri misafir olarak görmektedir. Bu aşamanın ilerleyen aşamalarında özellikle arsa fiyatlarında meydana gelen aşırı yükselme yerli halk tarafından memnuniyetle karşılanmaktadır.
İlgisizlik Aşaması (Apathy)
İkinci aşama ilgisizlik (apathy) aşamasıdır. İlgisizlik aşamasında artık bölge turizme açılmış ve turist sayısında artış meydana gelmiştir. Ancak turistik işletmelerin sayısının artması ve yabancı yatırımcıların kontrolüne geçmesiyle, bölgenin gerçek sahipleri olan yerel halk daha çok hizmet eden tarafta yer almaktadır. Turizmin ilk anlardaki göstermiş olduğu gelişim hızı yavaşlamaktadır. Turist sayısında artış olmasına karşın, arzın artış oranı aynı değildir. Toplumun sosyal yapısında bölgeye iş bulma umuduyla gelen göçler nedeniyle değişimler söz konusu olup ilk aşamadaki coşku seli yerini ilgisizliğe bırakmıştır. Turist yerli halk ilişkisi resmi ve ticaridir. Kısacası bu aşamada yerel halkın desteği turizmin ekonomik projeksiyonları üzerine kurulmuştur.
Rahatsızlık Aşaması (Annoyance)
Üçüncü aşama olan rahatsızlık (annoyance) aşamasında mevcut işletmeler ve işletmelerin kalitesi turistlerin artan taleplerini karşılayamaz duruma geldiği için arzın artırılması çalışmalarına hız verilmiştir. Rahatsızlık aşamasında turizm bölgedeki temel ekonomik faaliyettir. Bu aşamada turizm plansız ve hızlı geliştiğinden dolayı, tabiata vermiş olduğu tahribat rahatsız edici boyuta ulaşmıştır. Bunun sonucunda sosyal yapıdaki değişiklikler, doğadaki geri dönüşü olmayan tahripler dikkat çekmeye, turizm, turistler ve yerel yönetim suçlanmaya başlanmıştır. Turizmin yoğun yaşandığı sezonda, alt yapı tam kapasite hatta kapasite üstü kullanılır. Kalabalıklaşma ile trafik sıkışıklığı gibi olumsuz olaylar yerel halkın rahatsızlık duymasına yol açmaktadır. Malta’da yapılan bir araştırma, halkın turizme yönelik tutumlarının turistlik gelişmenin olgunluk safhasında, özellikle boş alanların kalmaması ve doğal kaynakların tahrip edilmesinden sonra olumsuz yönde değiştiğini göstermiştir.
Düşmanlık Aşaması (Antagonism)
Son aşama ise düşmanlık (antagonism) aşamasıdır. Düşmanlık aşamasında ise turistlere karşı olan hoşgörü artık yerini yavaş yavaş kızgınlığa ve tahammülsüzlüğe bırakarak fiyatlardaki artışlar turizme bağlanmıştır. Turistler, yörelere sayıca fazla geldikleri zaman, yöre halkı turistlere karşı, kötü duygu ve düşünceler besleyebilmektedir. Kişiler aralarında “vergiler hep bu turizm yüzünden arttı, ev kiralarının artma sebebi bu turistler, gençliğimizi bunlar yozlaştırdı” gibi konuşmalar sıkça yapılarak duyulur hale gelmektedir. İnsanlar yerel gazetelere kabul edilemeyecek turist davranışlarını anlatan şikayet mektubu gönderme gibi pasif saldırgan davranış içerisine girebilmekte ya da daha açık ve bölgeden olmayanların hedeflendiği saldırgan davranışlar gösterebilmektedir.
Doxey’ın Tolerasyon Modeli, yerel halkın turizme ve turiste karşı olan tutumları, turizmin gelişmesi ve turist sayıları ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Daha belirgin olarak, yerel halkın coşku aşamasından düşmanlık aşamasına kadar uzanan öfke seviyeleri, turistlerin sayısına ve turistlerin yerel halkın yaşam kalitesi üzerinde oluşturdukları baskılara bağlıdır. Basitçe ifade etmek gerekirse, turist sayıları arttıkça, yerel halkın turiste olan gerginlik seviyeleri de artacaktır. Yerel halkın turizmi destekleme düzeyleri destinasyona özgü olmakla birlikte, her aşamanın zamana dayalı pozisyonu farklı ekonomik, sosyo-kültürel ve psikolojik faktörlere maruz kalsa da, Doxey’ın Tolerasyon Modeli, turizmin büyümesinde yerleşik tutum değişikliklerinin yaygın kabul gören aşamalarını iyi bir şekilde ele aldığı düşünülmektedir.
Örnek Vaka:
TURİSTTEN BIKMIŞ ÜLKE: İSPANYATurizm ülkesi olan İspanya artık kendilerini ziyaret eden 80 milyon turistten sonra bir durulma sürecine girdiyi ifade ediliyor. Öyle ki geçtiğimiz yıllarda turist karşıtı eylemler yapan İspanyollar ve Katalanlar, turistlere yönelik kötü uygulamalar ile adeta onlara “evlerinize dönün” mesajını açık olarak vermişlerdir. Özellikle Bask ve Katalonya bölgelerindeki eylemlerde turist otobüslerine taşlı sopalı saldırılar gerçekleştiren yerel halk, Barselona, Mayorka ve San Sebastian şehirlerinde turistlere karşı bazı şiddet içeren eylemler gerçekleştirmiştir. Bazı yerlerde de turistlerin kiraladığı bisikletlerin lastikleri patlatılmıştır. İspanya’da özellikle Mayorka bölgesine olan yoğun ziyaretçi trafiği, bölgede su yetersizliğinden çöplerin toplanması gibi altyapı sorunları, trafikteki sıkışıklık yanında ev kiralarının artması gece geç saatlere kadar devam eden gürültü yerel halktın turistlere tepki göstermesine neden olmaktadır. Birçok ülkenin turizmi kucaklaması, turist sayısı arttırıcı politikalar belirlemesine karşın, İspanya’da turizm seyrinin yavaşlatılmaya çalışmasının altında siyasal ve kültürel nedenlerin yattığı ifade edilmektedir. Kültürel nedenlerin altında, çevreye karşı duyarsızlık gösteren turistlerin, mahalle kültürünü öldürdüğü, yozlaşmaya neden olduğu ve kültürel çöküntü yaşandığı için turizme karşı gelindiği belirtiliyor. Ekonomik nedenler ise, diğer nedenler arasındaki en ilginç olanı. Zira ekonomiye katkısı milyarlarla ölçülemeyen turizm gelirine rağmen turistlere olan bu karşıtlık, aslında mahalle kültürüyle de ilişkilendirilebilir. Önceden uygun fiyatlara ev kiralayabilen yerel halk, turistlerin ilgisi nedeniyle eski fiyatlara ev alamıyor, kiralayamıyor. Bu nedenle evsizlik riskinin de yavaş yavaş boy gösterdiği bu bölge mahalle kültürünü öldürmekle beraber, ekonomik olarak da yerel halkı etkiliyor. http://tr.euronews.com/2017/06/28/barcelonalilar-turist-istemiyor (28/06/2017 http://www.ensonhaber.com/turistleri-istemeyen-ulke-ispanya.html (16.03.2018) http://tr.euronews.com/2017/06/28/barcelonalilar-turist-istemiyor (28/06/2017) |
Kaynakça
Avcıkurt, C. (2009). Turizm sosyolojisi: turist-yerel halk etkileşimi. Detay Yayıncılık.
Boniface, B.G. ve Cooper, C., (1994). The Geograph Of Travel and Tourism, (2nd. Ed.), Oxford: Butterworth Heinemann
Doxey, G. V. (1976). When enough’s enough: The natives are restless in Old Niagara. Heritage Canada, 2(2), 26–27.
Doxey, G.V. (1975). A causation theory of visitor irritants, methodology and research inferences. The impact of tourism sixth annual conference proceedings of the travel research association, San Diego, ss. 195–198.
Gürbüz, A. (2002). Turizmin Sosyal Çevreye Etkisi Üzerine Bir Araştırma. Teknoloji Dergisi, (1-2), 49-59.
Roney, S. (2011). Turizm Bir Sistemin Analizi, Detay Yayıncılık, Ankara.
Saveriades, A., (2000). Establishing The Social Tourism Carrying Capacity For The Tourist Resorts Of The East Coast Of The Republic Of Cyprus, Tourism Management, 21:147-156.
Üngüren, E., Doğan, H. (2010). Alanya Halkının Turizme Sosyo-Kültürel Açıdan Bakışı, NWSA e-Journal of New World Sciences Academy, 5(4), 396-415
Yüksel, A., Yüksel F., Hançer, M., (2002) Turizm ve Sosyal Etkileri, II. Turizm Şurası Bildirileri, 3:169-182, Aydın
Zaidan, E. And Kovacs, J.F. (2017). Resident Attitudes Towards Tourists and Tourism Growth: A Case Study From the Middle East, Dubai in United Arab Emirates, European Journal of Sustainable Development, 6(1): 291-307.
Leave A Reply